- Katılım
- 3 Ağu 2019
- Mesajlar
- 429
- Tepkime puanı
- 141
- Puanları
- 43
02.02.2020 Tarihte Bugün- 2 Şubat;
arihte Bugün Doğanlar (02 Şubat) ;
Tarihte Bugün Ölenler (02 Şubat);
1703 | Japonya'da deprem 200.000 ölü. | |
1709 | Alexander Selkirk 4 sene 4 ay Şili sahiline 400 mil uzaklıktaki bir adada tek başına yaşadıktan sonra kurtarıldı.Daniel Defoe'nun Robinson Crusoe adlı kitabına model olmuştur. | |
1848 | Kaliforniya'da altına hücum başladı. Servet arayan Çinli göçmenlerle dolu ilk gemi San Francisco'ya vardı. | |
1880 | Cadde ve sokakların gece aydınlatılması uygulamasına ilk defa Wabash'ta (Hindistan) başlandı. | |
1914 | İstanbul'da Elektrikli Tramvay İşletmesi açıldı. | |
1918 | ABD, I. Dünya Savaşı'na girdi. | |
1922 | James Joyce'un en önemli eseri olan Ulysses yayımlandı. Kitabın yayımlandığı 2 Şubat aynı zamanda İrlanda'lı yazarın doğum günüdür. | |
1924 | Sovyetler Birliği'nde Vladimir İlyiç Lenin'in ölümüyle boşalan Komiserler Konseyi Başkanlığı'na Aleksey İvanoviç Rikov getirildi. | |
1928 | Ankara Çimento Fabrikası açıldı. | |
1933 | Adolf Hitler, Almanya parlamentosunu feshetti. | |
1935 | Kız Teknik Öğretmen Okulu kuruldu. | |
1935 | İlk yalan makinesi Leonarde Keeler tarafından denendi. | |
1935 | Ayasofya Müzesi halkın ziyaretine açıldı. | |
1938 | Bursa Merinos Fabrikası, Atatürk tarafından törenle açıldı. | |
1943 | II. Dünya Savaşı: Stalingrad çarpışmasının ardından son Nazi birlikleri de Ruslara teslim oldu. | |
1945 | II. Dünya Savaşı: ABD başkanı Franklin D. Roosevelt ve İngiltere başbakanı Winston Churchill, Sovyet lideri Josef Stalin ile Yalta Konferansı'nda görüşmek üzere hareket ettiler. | |
1956 | Türk Eczacılar Birliği kuruldu. | |
1957 | İstanbul İşçi Sendikaları Birliği bir bildiri yayımlayarak grev hakkı istedi. İstanbul İşçi Sendikaları Birliği'ne 47 sendika bağlıydı. | |
1958 | Ünlü soprano Maria Callas, Roma'da Bellini'nin Norma operasının galasında hastalığını ileri sürerek konser bitmeden sahneyi terk etti. | |
1959 | Hindistan'da Kongre Partisi liderliğine İndira Gandhi seçildi. İndira Gandhi Hindistan'da parlamenter sistemin kurucusu Cavaharlal Nehru'nun kızı. | |
1962 | 400 yıl sonra ilk kez Neptün ve Plüton aynı hizaya geldiler. | |
1967 | American Basketball Association (ABA) kuruldu. ABA, 1976 yılında NBA ligine dahil olarak faaliyetine son vermiştir. | |
1967 | Devlet Planlama Teşkilatı müsteşarlığına, Başbakanlık Özel Teknik Müşaviri Turgut Özal getirildi. | |
1971 | İdi Amin, Uganda'da bir darbe ile iktidarı ele geçirdi. | |
1974 | F-16 Savaşan Şahin'ler ABD'de ilk uçuşunu yaptı. | |
1981 | Milli Güvenlik Konseyi, eski Sosyal Güvenlik bakanlarından Hilmi İşgüzar'ı, hakkındaki iddiaların incelenmesi için Yüce Divan'a sevk etmeyi kararlaştırdı. | |
1982 | Suriye'nin büyük şehirlerinden Hama'da, Müslüman Kardeşler örgütüne yönelik büyük bir operasyon yapıldı. Operasyonda binlerce kişi yaşamını yitirdi. Bu olay tarihe Hama Katliamı olarak geçti. | |
1984 | Vergi iadesine ilişkin yasa yürürlüğe girdi. Böylece 1 Ocak 1984 tarihinden itibaren ücretlilerin, memurların, emeklilerin, bunların eş ve çocuklarının ve bakmakla yükümlü olduğu yakınlarının kira giderleri hariç, ev eşyaları, yiyecek, giyecek için yaptıkları harcamalar ile eğitim ve sağlık harcamaları vergi iadesine tabi olacak. | |
1989 | Son SSCB askeri birliği de Kabil'i terketti. Böylece Afganistan'daki dokuz yıllık Rus işgali sona ermiş oldu. | |
1990 | Güney Afrika devlet başkanı De Klerk, Afrika Ulusal Kongresi'ne konulan 30 yıllık yasağı kaldırdı. Aralarında Nelson Mandela'nın da bulunduğu siyasi mahkumların en kısa sürede serbest bırakılacağını söyledi. | |
1991 | Silopi ve Cizre'ye gazetecilerin girmesi yasaklandı. | |
1995 | İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Düşünce Özgürlüğü ve Türkiye kitabını toplatma kararı aldı. | |
1995 | Özelleştirme Yüksek Kurulu, Et ve Balık Kurumu'nu 2 yıl hiç ödemesiz 1,5 trilyona Hak-İş'e bağlı Öz Gıda İş sendikası'na sattı. | |
1997 | Ankara Sincan'da Refah Partili belediyenin düzenlediği Kudüs Gecesi tepkiye yol açtı. Türkiye, Sincan'daki konuşması nedeniyle İran'ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Rıza Bagheri'yi resmen protesto etti. | |
2000 | Fildişi Sahili Milli Takımı, Afrika Kupası'nın ilk turunda elenince, ülkenin diktatörü futbolcuların tümünü bir askeri kampa hapsettirdi. | |
2004 | Konya'nın Selçuklu ilçesinde 11 katlı Zümrüt Apartmanı yapım hatası nedeniyle çöktü: 92 kişi öldü. | |
2007 | Birleşmiş Milletler İklim Raporu açıklandı. Küresel ısınmanın insan yaşamını tehdit ettiği uyarısı yapıldı | |
2009 | Ergenekon davası kapsamında 41’i tutuklu 86 sanığın yargılandığı davanın 46. duruşmasında ifade veren Sami Hoştan, "Susurluk kazasındaki kayıp çanta bende" dedi. |
arihte Bugün Doğanlar (02 Şubat) ;
1522 | Lodovico Ferrari, İtalyan matematikçi (ö. 1565) | |
1649 | Papa XIII. Benedict (ö. 1730) | |
1700 | Johann Christoph Gottsched, Alman yazar (ö. 1766) | |
1802 | Jean Baptiste Boussingault, Fransız kimyacı (ö. 1887) | |
1861 | Mehmet Vahideddin, Son Osmanlı padişahı (ö. 1926) | |
1882 | James Joyce, İrlandalı yazar (ö. 1941) | |
1902 | Alvarez Bravo, Meksikalı fotoğrafçı (ö. 2002) | |
1905 | Ayn Rand, Rus asıllı Amerikan yazar (ö. 1982) | |
1926 | Valéry Giscard d'Estaing, Fransız politikacı | |
1936 | Metin Oktay, Galatasaray'ın Taçsız Kralı (ö. 1991) | |
1945 | Kerem Yılmazer, Türk tiyatrocu (ö. 2003) | |
1947 | Farrah Fawcett, ABD'li aktris | |
1956 | Adnan Oktar, Türk yazar | |
1958 | George Grigore,Romen yazar,tercüman, araştırmacı, profesör ve doğu bilimci | |
1963 | Eva Cassidy, ABD'li şarkıcı | |
1977 | Shakira, Kolombiya'lı şarkıcı | |
1981 | Emre Aydın,pop rock sanatçısı | |
1942 | Graham Nash, tenör | |
1979 | Fani Halkia, Yunan atlet | |
1987 | Gerard Piqué, İspanyol Futbolcu |
Tarihte Bugün Ölenler (02 Şubat);
1250 | XI. Eric, İsveç kralı (d. 1216) | |
1907 | Dmitri Mendeleev, Rus kimyacı (d. 1834) | |
1969 | Boris Karloff, İngiliz aktör (d. 1887) | |
1970 | Bertrand Russell, İngiliz matematikçi, filozof ve Nobel ödülü sahibi (d. 1872) | |
1974 | Orhan Avşar, müzisyen. | |
1979 | Sid Vicious, Britanyalı müzisyen. | |
1980 | William Howard Stein, ABD'li kimyacı Nobel Ödülü sahibi (d. 1911) | |
1981 | Ayşe Saffet Alpar, Türkiye'nin ilk kadın rektörü Prof.Dr. | |
1987 | Alistair MacLean, İskoçyalı romancı (d. 1922) | |
1988 | Marcel Bozzuffi, Fransız sinema oyuncusu (d. 1929) | |
1995 | Donald Pleasence, İngiliz aktör (d. 1919) | |
1996 | Gene Kelly, ABD'li aktör (d. 1912) | |
2004 | Süha Arın, Belgesel sinemacı | |
2005 | Max Schmeling, dünya ağır sıklet şampiyonu Alman boksör (d. 1905) | |
2011 | Defne Joy Foster, Türk dizi oyuncusu, sunucu ve eski VJ (d. 1979) |
Sümerbank Merinos Yünlü Sanayi Dokuma Fabrikası, Türkiye’nin ilk sanayileşme atılımları çerçevesinde 1938’de Bursa'da hizmete girmiş tekstil fabrikasıdır. Önceleri sadece iplik üretirken 1944’te dokuma, 1946'da apre tesisleri ilave edilmiş; böylece Ortadoğu ve Balkanlar'ın en büyük entegre yünlü kumaş fabrikası olmuştur. Cumhuriyet tarihinin sembol işletmelerinden birisidir. 1960’larda Bursa şehrinin ekonomisine en önemli katkıyı sağlayan kurum haline gelen [1] fabrika, 2004 yılında kapatıldı ve arazisi Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne bedelsiz devredildi.
Temeli 28 KasımBu linki görmek için izniniz yok Giriş yap veya üye ol.tarihinde dönemin başbakanı İsmet İnönü ve İktisat Vekili Celal Bayar tarafından atıldı. Fabrikanın yapımını ünlü girişimci Nuri Demirağ üstlendi. 2 yılda yapımı tamamlanan fabrikanın açılışı 2 Şubat 1938 tarihinde gerçekleşti. Açılışı, devrin cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk yaptı.
Merinos Adının Verilişi
Fabrikaya Merinos adı, devrin cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından verilmiştir. Atatürk, İktisat Vekili Celal Bayar'a Merinos ismine nasıl karar verdiğini şöyle açıklar[2]
“Güneş dili araştırmalarına göre, merinos öztürkçe bir kelimedir ve ince, uzunca yün anlamına gelir. İspanyaya giden İber Türkleriyle oraya intikal etmiş ve o Türklerle oraya giden koyunlar ve yünleri bu isimle anılmışlardır. Bu nedenle merinos bu fabrika için pek uygun bir isimdir.”
Bu linki görmek için izniniz yok Giriş yap veya üye ol.
Atatürk'ün Bursa Merinos Yünlü Fabrikası için yazdıkları
Atatürk’ün Anı Defterindeki Yazısı
Cumhurbaşkanı Atatürk, Sümerbank Genel Müdürü Nurullah Esat Sümer tarafından kendisine sunulan fabrikanın altın anahtarını aldıktan sonra, fabrika içerisinde incelemelerde bulunmuş ve ardından onur defterinin ilk sayfalarına duygularını şöyle yazmıştır[1]:
“ Sümer Bank Merinos Fabrikası, çok kıymetli bir eser olarak millî sevinci arttıracaktır. Bu eser yurdun, hususiyle Bursa bölgesinin endüstri inkişafına (gelişimine) ve büyük millî ihtiyacın giderilmesine yardım edecektir. Eserin başarılmasından Ekonomi Bakanlığını tebrik ederim. Sümer Bank Direktörlüğüne teşekkür ve fabrikayı gördüğüm gibi yüksek bilgi ve tam düzenli idarede direktörüne başarılar temenni ederim. „
Merinos Spor Kulübü
Fabrika, her türlü sosyal tesisi kaplayan geniş bir arazi üzerinde yer almaktadır. Bünyesinde bulunan futbol sahası sayesinde fabrika faaliyete geçer geçmez, Merinos Spor Kulübü kurulmuş ve ülkenin önemli spor kuruluşlarından birisi haline gelmiştir. Futbol ile başlayan spor faaliyetleri güreş, atletizm, bisiklet, kayak, tenis, yüzme, sutopu, voleybol, hentbol, basketbol gibi sporlarla devam etti; basketbol takımı 1987’de futbol takımı 1990’da Türkiye ligine yükseldi; fabrika bünyesindeki bayan sutopu takımı uzun yıllar Türkiye şampiyonalarında ilk üçe girdi[3]
Merinos’ta Sosyal Hayat
Merinos, Bursa şehrinin soysal ve ekonomik yönden gelişmesine pek çok yönden öncülük etmiş; şehir halkının sosyal yaşamını değişik yönleriyle tanışmasına vesile olmuştu.
Fabrikada yer alan iki adet salonda ücretsiz sinema, tiyatro, konser gibi etkinlikleri düzenlenmiş; Merinos düğün salonunda binlerce evlilik töreni gerçekleşmiş, işçi yemek salonunda ilk toplu sünnet uygulamaları yapılmış; çalışanların çocukları için Türkiye’nin ilk modern kreşlerinden birisi Merinos’ta hizmete girmiş; fabrika arsasında kurulan Merinos İlkokulu 50’li, 60’li, 70'li yıllarda Bursa’nın en önemli eğitim kurumlarından birisi olmuş;fabrikanın elektrik santrali şehrin elektrik ihtiyacının bir kısmını da karşılamıştı[4].
Özelleştirilmesi ve tasfiyesi
Kurum 2004 yılında Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından özelleştirilmiş ve üretim durdurulmuş, kuruma ait çok değerli olan arazi ve üzerindeki taşınmazlar Bursa Büyükşehir Belediyesi'ne tahsis edilmiştir.Bu linki görmek için izniniz yok Giriş yap veya üye ol.Arazi ve taşınmazlar 31 Temmuz 2006 tarihinde çıkan faili meçhul yangınla kül olmuştur.[5]
Kongre ve Kültür Merkezi Haline Gelişi
Tarihi Merinos Fabrikası, “Merinos Yünlü Sanayi İşletmesi’nin toplam 314 bin 569 metrekarelik arazisi ve üzerinde bulunan taşınmazların eğitim, halka açık kültür, sanat, spor ve rekreasyon amaçlarında kullanılması için kamu yararı göz önüne alınarak", Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından Bursa Büyükşehir Belediyesine bedelsiz devredildikten sonra 2007 yılında bir kültür merkezine dönüştürüldü ve arazisine yeni bir kongre merkezi inşa edildi. Bu önemli iki yapının meydana getirdiği Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'ni içine alan Merinos Parkı, Bursa'nın önemli bir dinlenme alanı haline geldi.
36. ve son Osmanlı pâdişâhı, 100. İslâm halîfesi olan Sultan Vahideddin Hân (6. Mehmed) 15 Ocak 1861 senesinde İstanbul’da Dolmabahçe sarayında doğdu. Babası Abdülmecid’in 8. oğlu olduğundan tahta çıkmak gibi bir ümidi yoktu. Bu sebeple gözden uzak bir şekilde büyüdü ve özellikle medrese eğitimine yönelerek ilmî alanda dirâyet kesbetti. Öyle ki bu durum, sultanlığı vetiresinde bazı şer‘î mesâili Şeyhülislam’la müzâkere edebilecek bir seviyede açığa çıktı.
Sultan 2. Abdülhamid Hân’ın uzun saltanat süresinde Çengelköy’deki köşkünde hayatına idareden uzak bir şekilde devam etti. Ağabeyi 5. Mehmed Reşad tahta çıktığında Sultan Abdülaziz Hân’ın oğlu Yusuf İzzeddin Efendi veliaht tayin edildiyse de onun şüpheli bir şekilde vefât etmesi üzerine bir anda veliahtlığa yükseldi ve Sultan 4. Mehmed Reşad’ın 3 Temmuz 1918’deki vefâtının üzerine tahta çıktı. Tahta çıktığında şöyle dediği rivâyet edilir: “Ben bu makam için hazırlanmadım. Çocukluğumdan beri vücutça rahatsız olduğumdan layıkıyla tahsil edemedim. Yaşım kemale erdi, dünyada bir emelim kalmadı. Biraderle hangimizin evvel gideceğimiz malum olmadığından bu makamı bekleyişte değildim. Fakat takdiri ilahi böyle teveccüh etti, bu ağır vazifeyi deruhte eyledim. Şaşmış bir haldeyim, bana dua ediniz.”
Tahta Çıktığı Dönemin Şartları
Şu bir hakîkât ki Sultan Vahideddin Hân tahta çıktığında Sultan 2. Abdülhamid Hân’ın aldığı bütün önlemlere rağmen devlet için artık yapılabilecek pek bir şey kalmamıştı. 1. Dünya savaşı henüz sonra ermemişti ve devletin toprakları işgal altındaydı. Özellikle İngilizlerin etkisiyle bazı bölgelerde birtakım şahıslar kraliyet ilan etme arzusu içerisindeydiler.
Sultanlığa vâsıl olduğu dönemi:“Ben tahtın kuştüyünden minderlerine değil, milletin ateşli külü üzerine oturdum” şeklinde tasvir eden Sultan Vahideddin Hân, bu duruma rağmen devlet işlerinde gayet etkili oldu. Devletler de insanlar gibidirler; kurulurlar, yaşarlar ve gün gelir yıkılırlar. Osmanlı Devleti de tarih sahnesinde yerini almış diğer devletlerden çok daha uzun süren bir saltanatın sonucunda aynı sona maruz kaldı. 1922’de saltanatın kaldırılmasının ardından Osmanoğulları, Sultan Vahideddin Hân ile birlikte, altı asır boyunca hâkim oldukları topraklardan ayrılmak zorunda bırakıldılar. Sultan Vahideddin Hân’ın yurt dışına çıkış şekli ve orada bulunduğu vetiredeki hareket tarzı, günün birinde geri döneceğine dair düşüncelerinin varlığını gösteriyordu. Ümit ettiği gibi olmadı. Bir süre Malta’da kaldıktan sonra Hicaz kralı Hüseyin’in daveti üzerine Hac için mukaddes topraklara gittiyse de İngilizlerin baskısı üzerine Mısır’a ve oradan İtalya’nın Cenova kentine yerleşti. 16 Mayıs 1926’da San Remo’da vefât eden Sultan Vahideddin Hân’ın cenazesi, kendisinin ‘kabri devletin son kalan toprakları dışında bulunan tek pâdişâh’ olarak anılmasına sebep olacak şekilde Şam’a getirilerek buradaki Sultan Selim Camii kabristanına defnedildi.
Osmanoğullarının zorunlu ikamet seneleri çok ağır şartlar altında geçti. Sultan Vahideddin Hân’ın tabutunun bir süre kilise morgunda bekletilmiş olması da bu dramın açık örneklerinden biridir.
“Ben, Hanedân-ı Âli Osmânı ve kendimi tarihe terk eyledim. Elbette namuslu tarihşinaslar çıkacak ve kendilerini hiçbir vesaikten mahrum etmediğimi görerek hakkımda hükme varacaklardır” diyen Sultan Vahideddin Hân ile ilgili hakikatler son yıllarda daha açıktan seslendirilir oldu. Yıllar yılı kendisine muhalif olarak gelişen siyasî akımlara mensup bazı kimseler dahi onun hakkının teslim edilmesi gerektiğine dair sözler söyleyip beyanat vermeye başladılar. Konuyla ilgili telif ve neşir faaliyeti de arttı. Temennîmiz odur ki hakikatler çok geçmeden gün yüzüne çıkacak, Sultan Vahideddin Hân ve hak gaspına uğramış diğer şahsiyetlerin hakkı teslim edilecektir. Mevlâ Te‘âlâ rahmet eylesin.