03.07.2020 Tarihte Bugün- 3 Temmuz;

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Akif Er
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Akif Er

Aktif Üye
Yönetici
Vip Üye
Katılım
8 Kas 2019
Mesajlar
311
Tepkime puanı
79
Puanları
28
03.07.2020 Tarihte Bugün- 3 Temmuz;

1243Kösedağ Savaşı
1250Fransa kralı IX. Louis, 7. Haçlı seferi sırasında Mısır'da Memluk hükümdarı Baybars tarafından esir alındı.
1462Midilli adası Osmanlılar tarafından alındı.
1767Norveç'in en eski gazetesi Adresseavisen yayımlanmaya başladı. Bu gazete halen çıkmatadır.
1778Prusya, Avusturya'ya savaş ilan etti.
1890Idaho, Amerika Birleşik Devletleri'nin 43. eyaleti oldu.
1905Rusya 'da askerler genel greve giden altı binden fazla işçiyi öldürdü.
1908Kolağası Ahmed Niyazi Bey dahil olduğu İttihat ve Terakki Cemiyati'nin de onayını alarak Resne'de dağlara çıktı.
1928Londra'da ilk renkli televizyon yayını gerçekleşti.
1932Türkiye ile Fransa arasında Antakya’da askeri antlaşma imzalandı. Antlaşma uyarınca Türk askeri birlikleri 5 Temmuz’da Hatay’a girdi.
1938Buharlı tren hız rekoru Birleşik Krallık'ta kırıldı: 203 km/saat.
1939Liman işletmeleri Türkiye Cumhuriyeti Devlet Denizyolları'na bağlandı.
1944II. Dünya Savaşı: Minsk, Sovyet birliklerince Nazilerden geri alındı.
1962Cezayir bağımsızlığını kazandı.
1967Galatasaray ve Milli Takım kalecisi Turgay Şeren bir jübileyle futbolu bıraktı.
1969Türkiye'deki Amerikan üslerinin mülkiyeti Türkiye'ye geçti.
1970Bir İngiliz yolcu uçağı İspanya'nın Barselona kentinin kuzeyindeki dağlık bölgede düştü: 113 kişi öldü.
1976İsrail komandoları düzenledikleri bir operasyonla, kaçırıldıktan sonra Uganda'nın Entebbe havaalanında bekletilen bir uçaktaki 105 rehineyi kurtardılar.
1988İstanbul’da Fatih Sultan Mehmet Köprüsü açıldı.
1988Bir Amerika Birleşik Devletleri savaş gemisinin açtığı ateş sonucu İran havayollarına ait bir yolcu uçağı Basra Körfezi üzerinde düştü: 290 kişi öldü.
1993Sivas'ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin yakılması ve dolayısıyla şehirde bulunan 33 yazar, ozan ve aydının ve iki otel çalışanının yanarak hayatlarını kaybetmesi.
1994Teksas'ın trafik tarihinde en ölümcül gün: çeşitli kazalarda 46 kişi öldü.
2001Tupolev TU-154 tipi bir yolcu uçağı Irkutsk-Rusya'ya inmek üzere olduğu sırada düştü: 145 kişi öldü.
2004Bangkok metro sistemi devreye girdi.
20062004 XP14 adlı asteroid, dünyanın 432.308 km yakınından geçti.

Tarihte Bugün Doğanlar (03 Temmuz);
1423XI. Louis, Fransa kralı (ö. 1483)
1530Claude Fauchet, Fransız tarihçi (ö. 1601)
1683Edward Young, İngiliz şair (ö. 1765)
1854Leoš Janáček, Çek besteci (ö. 1928)
1860Charlotte Anna Perkins Gilman,Amerikalı yazar, kadın hareketi öncüsü, feminist teorisyen
1883Franz Kafka, Alman yazar (ö. 1924)
1900Alessandro Blasetti, İtalyan yönetmen (ö. 1987)
1904Lauri Virtanen, Finlandiyalı atlet (ö. 1982)
1906George Sanders, İngiliz aktör (ö. 1972)
1927Ken Russell, İngiliz film yönetmeni
1928Orhan Günşiray, (ö. 27 Ağustos 2008 - İstanbul) Türk sinema sanatçısı.
1942Eddy Mitchell, Fransız şarkıcı ve aktör
1957Laura Branigan, ABD'li şarkıcı (ö. 2004)
1962Hunter Tylo, ABD'li oyuncu
1962Tom Cruise, ABD'li oyuncu
1964Joanne Harris, İngiliz yazar
1969Gedeon Burkhard, Alman oyuncu
1970Aşkın Nur Yengi,Türk Şarkıcı
1971Julian Assange, Wikileaks adlı internet sitesinin editörü ve basın sözcüsü
1980Roland Mark Schoeman, Güney Afrikalı yüzücü
1987Sebastian Vettel, Alman Formula 1 pilotu
1991Anastasia Pavlyuchenkova, Rus tenisçi

Tarihte Bugün Ölenler (03 Temmuz);
1839II. Mahmut, Osmanlı padişahı (d. 1785)
1881Hoca Tahsin Efendi, Osmanlı bilim adamı ve düşünürü (d. 1811)
1904Theodor Herzl, Avusturyalı gazeteci, Siyonizmin kurucusu (d. 1860)
1918V. Mehmet, Osmanlı padişahı (d. 1844)
1935André Citroën, Fransız otomobil endüstrisi öncülerinden (d. 1878)
1971Jim Morrison, The Doors grubunun solisti (d. 1943)
1986Rudy Vallee, ABD'li şarkıcı (d. 1901)
2000Kemal Sunal, Türk sinema oyuncusu (d. 1944)
2005Alberto Lattuada, İtalyan film yönetmeni (d. 1914)

1593752813554.png
KÖSEDAĞ SAVAŞI
,Anadolu Selçuklu Devleti’nin en geniş sınırlarına ulaştığı ve en zengin dönemini yaşadığı fakat II. Gıyâseddin Keyhusrev gibi zayıf bir hükümdarın elinde bulunduğu 1240 yılında Babaîler isyanını ancak Erzurum’da Moğollar’a karşı tutulan doğu ordusunu geri çağırarak ve büyük bir zorlukla bastırabilmesi, cesaret edip Anadolu’ya saldıramayan Azerbaycan’daki Moğollar’a devletin dışarıdan göründüğü kadar güçlü olmadığını göstermişti. Durumu farkeden Moğollar’ın batı ordusu kumandanı Curmagun Noyan’ın görevlendirdiği Baycu Noyan 1242 yılının sonlarında Erzurum’u zaptederek halkını kılıçtan geçirdi ve baharda Anadolu’ya tekrar saldırmak üzere Mugan’a döndü.

Erzurum’un yağma ve tahrip edilmesi olayı Selçuklu halkı arasında derin bir üzüntü ve korku yarattı. Gıyâseddin Keyhusrev’in huzurunda yapılan bir toplantıda Moğollar’la yapılacak savaş için tâbi devletlerden asker istenmesine ve buna karşılık onlara para yardımında bulunulmasına karar verildi. Fakat karar uygulandığında Halep Eyyûbî melikliği hariç diğerleri paralarını aldıkları halde asker göndermediler. Bahar gelince Selçuklu ordusu Kayseri’de toplandı. İbn Bîbî’ye göre mevcudu 70.000 kişi idi; Sivas’a vardıktan kısa bir süre sonra Halep’ten gönderilen 2000 kişilik yardım kuvveti de yetişti. Tecrübeli devlet adamları ısrarla, ordunun erzak ve silâh dolu olan Sivas’a arkasını vererek mevzilenmesi ve bazı birliklerin de ileriye gönderilerek düşmanın gelişine zorluk çıkarmak için geçitleri tutması görüşünü ileri sürdüler. Fakat sultan çevresindeki genç kumandanların görüşünü tercih ederek ileri gidilmesi emrini verdi ve ordu Sivas’ın 80 km. kuzeydoğusundaki Kösedağ yükseltisine vardı. Burası Erzincan yönünden gelecek bir orduyu durdurmak için en uygun yerdi ve burada yapılacak cesur bir savunma ile Moğol güçleri perişan edilebilirdi. Fakat bu imkân da kullanılmayarak Selçuklu ordusu felâkete sürüklendi.

30.000 mevcutlu Moğol ordusu yaklaşıp savaş düzenine girince tecrübeli kumandan ve devlet adamları ovaya inilmemesi fikrini savundularsa da kaynaklara göre muharebeden önceki geceyi sultanla birlikte içki içip eğlenerek geçiren genç kumandanlar 20.000 kişilik seçme bir kuvvetin Moğollar’ı yenmeye kâfi geleceğine Gıyâseddin Keyhusrev’i ikna ettiler. Ertesi gün Selçuklu ordusunun en değerli kısmını oluşturan 20.000 kişilik bir birlik ovaya indi ve şiddetle saldırıya geçti. Moğollar, klasik düzmece kaçış ve çevirme taktiğini uygulayarak Selçuklu kuvvetlerinin âdeta tamamını yok ettiler. Bunun üzerine mağlûbiyeti haber alan emîrler ve devlet adamları vazifelerini yerine getirmeden, hatta sultanın yanına dahi uğramadan kaçmaya başladılar. İbn Bîbî savaşın 641 yılının 11 Muharreminde (1 Temmuz 1243), o günlerde hayatta olan İbnü’l-Adîm ise 13 Muharreminde (3 Temmuz) vuku bulduğunu kaydeder. Selçuklular’ın, savaşın ilk dakikalarında kaçmaya başlayan Moğollar’ın düzmece kaçış ve çevirme taktiğini uyguladıklarını anlayamamaları ve bozguna uğrayan seçme birliklerini dağdaki ana kuvvetlerden asker gönderip takviye etmemeleri hayret vericidir.

Gece bastırdığında kıyafet değiştiren ve yanına sadece değerli mücevherlerini alan II. Gıyâseddin Keyhusrev maiyeti erkânıyla birlikte kalesinin müstahkemliğiyle ünlü Tokat’a, ondan ayrı hareket eden Vezir Mühezzebüddin Ali de Amasya’ya kaçtı. Sabah olunca sultan, vezir ve kumandanların kaçmış olduğunu anlayan ana ordu tamamen dağıldı. Ordugâhta insan kalmadığını farkeden, ancak bunun bir hile olduğunu sanan Moğollar iki gün bekledikten sonra harekete geçtiler ve Selçuklular’ın hiçbir şey almadan kaçtıklarını gördüler. Moğollar’ın eline o güne kadar eşine rastlamadıkları çok zengin bir ganimet geçti. Sultanın görenleri hayran bırakan otağı, hazineleri ve vahşi hayvanları ganimet arasında idi. Kaynaklar, söz konusu ganimetin 300 deve yükü altın ve 3000 katır yükü altın-gümüşe muadil eşya ile kırk araba dolusu zırh olduğunu kaydetmektedir.

Moğollar, Kösedağ’da kazandıkları bu ucuz zaferin ardından Sivas ve Kayseri’yi, dönüşleri sırasında da Erzincan’ı tahrip ve yağma edip halklarını kılıçtan geçirdiler. Bu olaylar Anadolu’da görülmemiş bir panik havası yarattı. Başta hükümdar olmak üzere herkeste Moğollar’ın ülkenin her tarafını istilâ edecekleri ve hatta buradan hiç gitmeyecekleri endişesi belirdi. Bu yüzden II. Gıyâseddin Keyhusrev, Tokat ve Ankara’dan sonra onların Orta Anadolu’ya girdiklerini duyar duymaz Antalya’ya, Kayseri’yi kuşattıklarını haber alınca da Menderes kıyılarına kaçtı. Annesi Mahperi Hatun da Kayseri’den hazine, eşya ve câriyeleriyle birlikte Halep’e giderken Ermeniler tarafından yakalanarak Moğollar’a teslim edilmiş, ancak barış yapıldıktan sonra geri gönderilmiştir. Yenilgi gecesi Amasya’ya kaçan Vezir Mühezzebüddin Ali, Baycu Noyan’ın geri dönüşünün hemen ardından bir barış antlaşması yapmak amacıyla yanına değerli armağanlar da alarak Mugan’a gitti. Baycu Noyan Curmagun Noyan’ın da muvafakatiyle barış teklifini kabul etti; imzalanan antlaşmaya göre kıymetli armağanların yanında Selçuklular Moğollar’a her yıl 3.600.000 dirhem (gümüş para, akçe), 10.000 koyun, 1000 sığır, 1000 deve vereceklerdi. Moğollar’la barış yapıldığı haberi Anadolu’da sevinç yaratmış ve Vezir Mühezzebüddin Ali’nin Mugan’a gittiğini duyunca Konya’ya dönen sultan geri geldiğinde onu törenle karşılamış, değerli armağanlarla ödüllendirmiştir. Daha sonra Moğollar’la tâbilik antlaşması imzalandı ve Batu Han, Sultan II. Gıyâseddin Keyhusrev’e tâbiliğinin işareti olarak ok, yay, kılıç ve börk gönderdi. Böylece Ortadoğu’nun en kuvvetli devleti olan Anadolu Selçukluları Kösedağ bozgunuyla tâbi devlet durumuna düşmüş, devlet gelirlerinin önemli bir kısmı her yıl Moğollar’a gönderilmeye başlanmış, bu vergi gittikçe artarak devleti de halkı da yoksullaştırmıştır.
 
Geri
Üst